18 Ocak 2016 Pazartesi

BU PAKETLERDEN ÇOK LAZIM



15.01.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi

Dün TÜBİTAK’ta, "Biz, millet olarak, orta karar bir ülke olmaya razı değiliz. Bu ülke, bu millet, yeniden her alanda lider bir ülke olmayı istiyor, bunu hak ediyor, bunu gerçekleştirebilecek potansiyeli de fazlasıyla taşıyor” diye açılışı yaptı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık. Tanıtım toplantısında ‘Ar-Ge ve Yenilik Reform Paketi’ni, Başbakan Ahmet Davutoğlu açıkladı. Bu paket, yaklaşık 3 yıla yakın zamandır seçimlerin azizliğine uğrayan, gözümüzü yolda bırakan, çok zaman kaybettiğimiz paketlerden. 

Rekabet için daha lazım
‘Ar-Ge ve Yenilik Reform Paketi’, özellikle üniversitelerin, teknokentlerin, ileri teknoloji tasarım ve üretim yapan firmaların ve tabii bu firmalara ev sahipliği yapan organize sanayi bölgelerinin dört gözle beklediği paketlerdendi. Dünyayla rekabet edebilmenin koşullarını oluşturmamız gerekiyor ve bu paket, bazıları eksiklerimizi daha kapatmamıza yardımcı olacak. Ancak bu paketlerden daha çok lazım çünkü gelişmiş ülkelerdeki destekler hala bizim çok ilerimizde.


Hani “Yeter ki üret, al sana anahtar teslimi tesis ve önü açık olanaklar” halindeler desek yeridir. Ve bu ülkelerin Amerika, Japonya, Almanya gibi bazıları, 65-70 yıldır bu destekleri sağlıyor. Güney Kore, Tayvan, Finlandiya gibi bazıları ise sonradan gelip, onları yakaladı. Bizse beraber yola çıktığımız Güney Kore’nin, fersahlarca gerisinde, onların ürettiklerini birleştirmeyi marifet sanıyoruz bugün.

Tufana kapılmamak için 
Bilişim çağıyla 2 bin yıllık bilgi, 17 ayda üretiliyor artık. Teknoloji fırtınası değil, tufanı kapımızda. Ve ister kabul edin ister etmeyin, yeni bir dünya kuruluyor gözümüzün önünde. Teknoloji tufanını yaratanlar, yeni dünyanın söz sahipleri olacak, gerisi tufana kapılıp, kimbilir kaç yüz ya da bin yıl bekleyecek dünya sofrasının kenarına yeniden ilişebilmek için.

Tufanda lime lime dağılmamak için yüksek ve mikro teknolojileri yutmak, bir an önce nano teknolojiye geçmemiz gerekiyor. Bunun için de altyapımızı, eğitimle ilkokullardan başlayarak yeniden yapılandırmamız gerekiyor. Hele ki meslek okullarımızı, tabiri caizse yıkıp, yeniden biçimlendirmeliyiz. Çağdışı kalmış müfredatı ve teknik olanaklarıyla bu okulların yetiştirdiği gençleri, artık üretime katamıyoruz maalesef. Bütün ülke büyüteçle ‘çırak’ arıyor, kalfaları, ustaları, bir bir kaybediyoruz plansızlık yüzünden.

Birinci şart nitelikli insan
27 Kasım 2013’de Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 10 binden fazla kişiden alınan görüşle hazırlanan Kalkınma Planı’nın 4 temel unsurunu sıralamıştı Ankara Sanayi Odası’nda;

1- Nitelikli insan, güçlü toplum

2- Yenilikçi üretim, istikrarlı yüksek büyüme

3- Yaşanabilir mekanlar (doğru şehirleşme de diyebiliriz)

4- Uluslararası işbirliği

Daha birinci maddede kalmıştık biz ve hala oradayız. Önce nitelikli insan... Nitelikli eğitim, nitelikli insan, nitelikli iş demek. Gelişmeyi taşıyacak ana kolon bu. Nitekim Başbakan Davutoğlu da paketi açıklarken “Hiçbir akademik gelişme, temel bilimler olmaksızın sağlanamaz. Temel bilimler, bütün bilimsel gelişmenin altyapısını oluşturur” diyerek iyice gözden çıkarmaya meyillendiğimiz temel bilimlerin, tabii eğitimin önemini vurgulama gereği duydu. Paketler açıklayacak, bunlara ‘altyapı’ demek olan eğitim reform paketlerini de ekleyeceğiz inşallah.

Eylem zamanı
Bakan Fikri Işık’la açmıştık bizim de 4 yıldır tekrarladığımız sözleriyle kapatalım: “Türkiye, dünyaya yön veren lider ülkelerden biri olacaksa bilim ve teknoloji alanında da liderliğe oynamak zorundadır.

Çok geç kaldık, eylem zamanı...

Hiç yorum yok: